Kanser annesi, dedesi, anneannesi ve babaannesini aldı, henüz 13'ündeyken de onu buldu… Doktorlar yüzde 50 yaşama şansı verse de o tek bacağıyla yıldız bir sporcu oldu

Amy Conroy’un ortaokul öğretmeni olan annesi ile ilgili tüm anıları annesinin hastalığına dair. Annesi 30’lu yaşlarının sonlarında meme kanserinden öldüğünde Amy henüz yedi yaşındaydı. Anne birkaç yıl önce meme kanserine yakalanmıştı ancak kanser o kadar şiddetli bir şekilde ilerlemişti ki, en sonunda ölümcül olduğu ortaya çıktı.“Ben, kardeşim ve babam Chris hala annemin yasını tutarken babamın annesi de kanserden hayatını kaybetti. Annemin iki ebeveyni de kanserden ölmüştü. Yine de babam bu büyük kayba rağmen çocukluğumuzun mutlu geçmesini sağladı” diyen Amy şunları söyledi:“Büyürken, spor keder için iyi bir panzehir oldu; futbol, tenis, netball oynadım ve dans ettim. Sonra, 12 yaşındayken sol dizimin ağrıdığını fark ettim. Doktorlar “Düztaban olmuşsun” dediler. Sonra dizim o kadar şişti ki spor yapamaz hale geldim. Ancak okulda yere yığıldığımda babam kapsamlı bir muayene talep etti.”13'ÜNCÜ YAŞ GÜNÜNDE KAHREDEN HABEREkim 2005, Amy’nin 13. doğum gününden hemen sonra hastaneye gittiler ve çok sayıda röntgen ve MRI çekildi.The Telegraph'a konuşan Amy o günü şu sözlerle anlattı:“Babamın başka bir odaya götürüldüğünü hatırlıyorum. Tekrar içeri girdiğinde yüzünü taradım, güvence arıyordum ama gözlerimin içine bakamıyordu ve belli ki ağlıyordu. Ciddi yüzler vardı, daha önce hiç duymadığım uzun bir kelime duydum; osteosarkom. Sonra daha kolay anlaşılır bir teşhis olan ‘nadir kemik kanseri’ dediler. Ciddi olduğunu biliyordum; üçüncü evredeydim ve akciğerlerime de metastaz yapmıştı. Panikleyerek, kanserin annem gibi beni de öldüreceğini düşündüm. Eve dönüşte arabadaki hava garipti, ikimiz de ne söyleyeceğimizi bilmiyorduk ve ikimiz de hala şoktaydık. Ama o andan itibaren babam ve ben elimizden gelen en iyi mücadele konuşmasını yapmaya karar verdik.”Amy babasına “Halledeceğim” diye söz verdi. Ancak o sırada Amy’ye henüz söylenmemiş olsa da doktorlar hayatta kalma şansının yüzde 50 olduğunu tahmin ediyorlardı.Amy, aynı gece hastaneye gitmek üzere eşyalarını topladı ve ertesi gün yatışı yapıldı. Hayatının gelecek yılını orada geçireceğini ve bir daha asla iki ayağının üzerinde yürüyemeyeceğini bilmiyordu.Amy, “Osteosarkom bir çocukluk kanseridir, ancak neden bu hastalığa yakalandığımı bilmiyorum. Bu öldürücü hastalık ailemizi tam anlamıyla parçaladı, bu yüzden genetik bir bağlantı olabilir ama kendimi hazır hissettiğimde bunun için test yaptıracağım” dedi ve ekledi:“Kemoterapi beni çok etkiledi. İlk sabah neşeyle bir şeyler atıştırıyordum ve safça ‘o kadar da kötü değil’ diye düşünüyordum ama o günün ilerleyen saatlerinde 75 kereden fazla mide bulantısı yaşadım. Üç ay boyunca hastanede kaldığımda Alice'i çok özlüyordum ve ben saçları dökülmüş halde hastaneyken normal hayatlarına devam edebilen arkadaşlarımdan giderek uzaklaşıyordum. Ancak bir darbe daha gelecekti; doktorlar her şeyi denemiş olmalarına rağmen kanserimin çok agresif olduğunu ve hayatta kalmak için en iyi şansımın bacağımın sol dizimin hemen üstünden kesilmesi olduğunu açıkladılar.”Amy, bacağının kesilmesi gerektiğini öğrenince hayatının bir daha asla eskisi gibi olmayacağını bilerek ağladı. Nasıl dans edecekti ya da spor yapacaktı? Tekerlekli sandalye basketbolunun süper yıldızı Amy Conroy, Londra, Rio, Tokyo ve Paris olmak üzere dört Paralimpik Olimpiyatta takımını temsil etti. 32 yaşındaki oyuncu şimdi gözünü Los Angeles 2028'e dikmiş durumda.BABASI İÇİN YAŞAMAYA KARAR VERDİBabası Chris’in yıkılmış göründüğünü görünce Amy onun için güçlü kalmak ve her şeye rağmen yaşamak istediğine karar verdi. Bu yüzden ona zarar veren vücut parçasından kurtulması gerekiyorsa bunu hiç düşünmeden yapması gerektiğine ikna oldu.Amy, o yaşlarda tekerlekli sandalyede yaşamanın nasıl bir his olduğunu tam olarak anlamıyordu. Öte yandan protez bacaklardan hiç söz edilmiyordu, sadece ampütasyonun hızlı bir şekilde yapılması hayati görünüyordu.Hastanede geçirdiğim o yıl boyunca Chris, kızıyla birlikte olabilmek için işini bıraktı. Ailecek çok zor bir süreçten geçiyorlardı. Amy kendini çok kötü hissetse de hastanedeki diğer kanserli çocukların öldüğünü görünce şanslı olduğunu düşünmeye başladı.11 AY SONRA TEK BACAKLA EVE DÖNDÜAmy, Eylül 2006'da 11 aylık kemoterapinin ardından nihayet ‘hastalıktan arınmış’ ilan edildi. Yüksek sesle “Eve dönüyoruz, eve dönüyoruz!” diye şarkı söyleyerek eve döndü. Serumlarının çıkarılması ve banyo yapabiliyor olmak onun için büyük bir zevkti.Protez bacak taktıracak kadar güçlenmesi için 12 ay daha geçmesi gerekti. Ancak kemoterapi yüzünden dökülen saçlarıyla okula dönmek ve tekerlekli sandalyeli olduğu için beden eğitimi dersine katılamamak Amy’yi dışlanmış hissettirdi.Kızının umutsuzluğa kapıldığının farkında olan Chris, 15 yaşındayken Amy’yi tekerlekli sandalye basketbolu için bir deneme gününe götürdü. Amy pek hevesli değildi, kendine güveni yoktu, gergindi ve özellikle engellilere yönelik pısırık bir spor fikrinden nefret ediyordu.Ancak oyunun ne kadar sert oynandığını görür görmez canlandı. Birisi sandalyesinde takla atıyor ve oyuna hiç ara vermeden ayağa kalkması bekleniyordu. Chris dehşete düşmüştü ama Amy kimseye ‘hasta’ muamelesi yapılmamasına bayılıyordum. Sahalar, çemberler ve kurallar her zamanki oyunla aynıydı. ŞİMDİ SIRADA ALTIN MADALYA VARAmy başlangıçta sahada pek başarılı değildi ama kısa süre sonra rekabetçi ruhu devreye girdi: Şut atmayı, sayı yapmayı, hızlı olmayı ve kazanmayı öğrenmek istiyordu. Yeniden özgürlüğüne kavuşmuş gibi hissediyordu.Bir takıma, Norwich Lowriders'a katılmadan önce Amy takımın videolarını uzun uzun inceledi ve bir yıl oynadıktan sonra bir koç ona iyi olma potansiyeli olduğunu, ancak daha iyi oynamak için yapay bacağı bırakması gerektiğini söyledi.Amy, “Psikolojik olarak, onu yani hayattaki gerçek ve mecazi koltuk değneğimi kaybetme düşüncesi çok zordu. O zamana kadar eksik uzvumu hep İspanyol paça kotların içinde saklamıştım. Ancak 2008'de Pekin Paralimpik Oyunları'nı izlemek beni o seviyeye ulaşmaya kararlı hale getirdi. Eğer o oyuncular eksik vücut parçalarıyla görünmeyi umursamıyorsa, ben neden umursayayım?” dedi.Sonraki birkaç yıl boyunca Amy antrenman yapmak için sabahın köründe kalktı. Rio'daki basketbol kampları için okuldan izin aldım ve İtalya'da profesyonel olarak yarışmak için bir yıl ara verdi.Sonunda sıkı çalışmanın karşılığını aldı: 2012'de Londra Oyunları'nda takıma katıldı ve o zamandan beri Rio, Tokyo ve Paris'te yarıştı. 2028'deki Los Angeles'ı bitmemiş bir iş olarak görüyor ve orada altın madalya kazanmak istiyor.Amy, “Ancak başarı ve tatmin için basketbol dünyasının dışına da bakmayı öğrendim. 2018'de, kötü bir sakatlık geçirdikten ve yedi yıllık erkek arkadaşımdan ayrıldıktan sonra kalbim kırıldıktan sonra, spora fazla takıntılı olduğumu fark ettim. Yaşam deneyimlerimi genişletmem gerekiyordu. Böylece, engelli insanlar hakkında farkındalık yaratma konusunda tutkulu hale geldim ve modellik yapmaya başladım. Hatta Londra Moda Haftası'nda podyumda yürüdüm” dedi. 'NE KADAR ŞANSLI OLDUĞUMA ODAKLANIYORUM'“Kanserden sonra hayat değişiyor ama bu hayatın bittiği anlamına gelmiyor. ‘Yazık bana, bu korkunç hastalık hayatım boyunca peşimi bırakmayacak’ diye düşünmüyorum. Bunun yerine, şu anda burada olduğum için ne kadar şanslı olduğuma odaklanıyorum ve her dakikayı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Bu zihniyetin büyük bir kısmı basketbolu bulmaya ve hayatta rekabet etme ve başarılı olma dürtüsüne sahip olmaya bağlı” diyen Amy kansere yakalanmasaydı belki de başarılı olamayacağını söyledi ve ekledi:“Dürüst olmak gerekirse, teşhisimin beni daha fazlasını başarmak, daha fazlasını yapmak ve hayal ettiğimden daha iyi olmak için daha kararlı hale getirdiğini düşünüyorum. O büyük aksilik olmasaydı ve bunun beni raydan çıkarmasına izin vermeseydim, ülkemi temsil etmeye bu kadar kararlı olmazdım. Bazı günler şükran duymak diğer günlerden daha zor olsa da küçük şeylerden keyif almaya çalışıyorum ve babamın bir keresinde bana söylediği şu bilge sözleri kendime rehber ediniyorum: Sana dağıtılan kartları seçemezsin ama elindeki kartları iyi oynadığından emin olabilirsin.”

Orijinal Haberi Oku